Transparent White Star

Playlist

30 Haziran 2015 Salı

Yorum: Huzursuz Bacak


Başlık: Huzursuz Bacak
Yazar: Mustafa Kutlu
Yayınevi: Dergah Yayınları
Sayfa: 164

Uzun zamandır yorum yazamıyoruz, malum Kpss kapıya dayandı. Sonrasında vicdan azabı duymamak için biraz çalışmaya ve kitap okumamaya karar verdik. Görüldüğü üzere ikinci kararımızın arkasında çok da duramamışız.  

Huzursuz bacak benim ikinci Mustafa Kutlu kitabım, daha önce Uzun Hikaye'yi okumuş ve çok sevmiştim, Betül de Mavi Kuş'u okumuştu ama pek hoşlanmamıştı.  Tek Seferlik Yazarlar listesinde Mustafa Kutlu'yu okumaya devam edeceğimden ve bu konuda çok kararlı olduğumdan bahsetmiştim. Bu nedenle, Kocaeli Kitap Fuarı'nda kitabı görünce de dayanamayıp aldım . 

Açıkçası Uzun Hikaye'den sonra bu kitap -olmamış. Hayal kırıklığı oldu demeyeceğim çünkü kitabı okumadan önce küçük bir goodreads araştırmasından sonra kitabın çok da iyi olmadığını öğrenmiş ama sadece kitap okuma açlığım dinsin istediğim için kitabı okumaya karar vermiştim. Yazarın kalemini seviyorum, uzun uzun cümleler kurup okuru yormuyor. Ayrıca betimlemelerini de seviyorum, başkalarını bilemem ama ben pek bir huzurlu hissediyorum kendimi o satırları okurken. Yani tam bir sıkıntılı zamanları atlatma kitabı diyebilirim. Çok kalın değil, konusu sizi düşünmeye, kafa patlatmaya zorlamıyor. Sıradan, normalde okumak istemeyeceğiniz bir konu belki ama işte insan zihnen çok yorgun olunca böyle kitapları okumak da çok güzel oluyor. 

Mustafa Kutlu okumak istiyorsanız, iyi bir başlangıç kitabı değil. Yok, sadece zaman geçsin istiyorsanız ne ala...

Bibliomaniacs Puanı:


14 Haziran 2015 Pazar

Yorum: Ölmek İçin On Üç Sebep


Başlık: Ölmek İçin 13 Sebep
Orijinal Başlık: 13 Reasons Why
Yazar: Jay Asher
Yayınevi: Penguin
Sayfa: 297

Bu kitabı her yerde gördüğümü ve ne kadar okumak istediğimi daha önce söylemiş. Anlayacağınız beklentilerim de bu doğrultuda biraz'cık' yüksekti bu kitap ile ilgili. Ben psikoloji ağırlıklı bir kitap bekliyordum ama aksine Pretty Little Liars benzeri bir kitap ile karşılaştım. Aslında hata benim; düzgün bir şekilde araştırmadan okumaya -dinlemeye- başladım kitabı. Kitap ile ilgili yaptığım en doğru tercih de sanırım okumak yerine dinlemek olmuştur. Çünkü kitap intihar eden bir kızın, olaydan önce yaptığı ses kayıtlarından oluşuyor büyük ölçüde. Sesli kitabı dinlerken saki Hannah'nın kendi ses kayıtlarını dinliyormuş gibi oldu ve bu çok hoşuma gitti açıkçası. 

Ama onun dışında kitap çok basit bir dille yazılmış, yüzeysel  bir anlatıma sahipti. Ve en önemlisi Hannah intiharının sebeplerine beni pek de inandıramadı. Hiç de intihar edecek bir kız gibi değildi ne yalan söyleyeyim. Son ana kadar acaba başka bir şey mi var diye bekledim. Fakat yine de kitabın çıkış noktasını çok sevdiğimi söyleyebilirim, farklı bir roman olmuş. 

Beklentinizi yüksek tutmadan okuyabilirsiniz ^^ 

Bibliomaniacs Puanı:


12 Haziran 2015 Cuma

Top 5 Cuma: Muhtemelen Hiç Okumayacağım Kitaplar

Arkadaşlarımla kitap alışverişi yaparken bazı kitapları hiç okumayacağımı söylüyorum. Kendimden çok da eminim bu konuda, madem öyle dedim o zaman bu haftanın Top 5 listesine bu kitaplardan bazılarını ekleyeyim.

#1


Grinin Elli Tonu: Listenin başını bu kitaptan başkası kesinlikle çekemezdi. Listedeki kitapları belki okurum ya da başlarım ama bitiremem ama bu kitabı... Bu kitabı bana hiçbir güç okutamaz. Kitap derken bile üzülüyorum. Neden okumayacağımı da anlatmayacağım. Okuyanlar neden okuduklarını söyleyebilir tabi...

#2


Klasik kitaplarla bir sorunum var benim, özellikle Tolstoy, Gogol, Dostoyevski gibi yazarlar ile. Aslında okumak isterim tabi ama bir şey bana hep engel oluyor. Büyük ihtimalle bu kitabı okumadan öleceğim. Üzülmeli miyim?.

#3


Listeye sadece bu kitabı ekledim ama bunun dışında yazarın diğer kitaplarını da okumayacağımı düşünüyorum. Belli bir sebebi yok aslında, daha önce hiçbir kitabını okumadığım halde bana bu kitaplar itici geliyor bir şekilde. 

#4


Savaş ve Barış için ne dediysem hepsi bu kitap için de geçerli. Kendimi tekrar etmeye gerek yok. 
#5


Ve son olarak John Green... Ah! Ne desem inanın bilmiyorum, daha önce blogda birkaç defa John Green'i ve kitaplarını okumayacağımdan bahsetmiştim. Hatta başka bir Top 5 Cuma listemde yazarın Aynı Yıldızın Altında kitabına yer vermiştim. Olur da bir gün John Green kitabı alırsam ya kapak tasarımındandır ya da bir ihtimal kitaplarına ikinci bir şansı çok da hevesli olmayarak vermem istememden. 

2 Haziran 2015 Salı

Yorum: Kız Kulesi'ndeki Kızılderili



Başlık:Kız Kulesi'ndeki Kızılderili
Yazar: Sunay Akın
Yayın Evi: Çınar Yayınları
Sayfa:182



Bu kitabın benim nazarımda büyük bir talihsizliği oldu ki o da konusu. Babam sayesinde çocukluğumdan beri vahşi batı filmlerinden nefret etmişimdir. Neyime güvenerek bu kitaba başladım bilmiyorum ama bence tüm bu antipatime rağmen kitabı yine de hızlı bir şekilde bitirdim. Bunu da Sunay Akın'ın yazım tarzına borçluyum sanıyorum. Bilen bilir, kitapları iki üç sayfalık hatta bazen tek sayfalık bölümlerden oluşmaktadır. Eh, hal böyle olunca bu kitabı çabuk bitirmeyeyim de ne edeyim. 

Kitabın son bölümlerini daha çok sevdim ben, onun dışında kitap boyunca bahsedilen çoğu kişilerden bihaberdim. Oturup da araştırma yapmam çok zaman alacaktı, ben de akışına bıraktım her şeyi. Sonuç olarak kitap kişisel nedenlerimden ötürü benden çok da yüksek bir puan alamadı ama Akın'ın okuduğum son kitabı ile kıyaslarsam -her ne kadar onu daha çok sevsem de- bu kitabında kitabın konusu -Kızılderililer-  ile ilgili tek bir bölüm olmadığından dolayı aslında bu kitabı daha başarılı buldum diyebilirim. 

Ps: Sanırım okuyacağım diğer Sunay Akın kitapları sayesinde Kız Kulesi ve Nazım Hikmet üzerine tez yazabilirim.

Bibliomaniacs Puanı: