Başlık: Ben Bir Gürgen Dalıyım
Yazar: Hasan Ali Toptaş
Yayınevi: İletişim Yayınları
Sayfa: 98
"...yüzyıllardır çözülemeyen acayip bir bilmeceydi insan. Derinlerden daha derin bir sırdı ya da, ucu bucağı olmayan, içi pisliklerle, içi eşsiz güzelliklerle dolu, alabildiğine karanlık ve karmakarışık bir evrendi."
Uzun bir süredir Hasan Ali Toptaş'ın bir kitabını okumak istiyor fakat bir türlü hangi kitabından başlamam gerektiğini bilemiyordum. İmdadıma Baldanberi yetişti, Baldanberi Gizem, attığı bir snapte onun da ilk defa Hasan Ali Toptaş okuyacağından ve yayınevinin fuar standında duran bir çalışanının bu kitap ile başlamasını tavsiye ettiğinden bahsetmişti. Benim de aklımda kalmış bu ve geçtiğimiz hafta siparişini verirken bu kitabı da hemen sepete ekledim.
Ben Bir Gürgen Dalıyım aslında bir çocuk kitabı. Ben çocuk kitaplarını kendimce iki kategoriye ayırıyorum; Çocuklar için Çocuk Kitapları, Yetişkinler için Çocuk Kitabı. Hepimizin içinde bir çocuk yok mudur zaten... İşte bana göre bu kitap da Yetişkin Çocuk Kitapları kategorisine ait.
Masalımsı bir anlatımı var yazarın. Ama değindiği nokta çok derin, mühim. Yazar vermek istediği mesajı bir gürgen ağacının ağzından vermiş. Sadece doğa ve insanın çatışmasını konu almış gibi görünse de ben aslında çok daha büyük bir meseleyi dile getiriğini düşünüyorum yazarın bu kitapla. Kitabı okurken altını çizdiğim birçok cümle oldu. Çoğu cümlesi insanı okurken bir yandan düşündürüyor bir yandan da tarifi imkansız bir hüzne boğuyor. O cümlelere şöyle bir dönüp baktığımda yazara tekrar tekrar hak veriyor ve hayran kalıyorum. Ben Hasan Ali Toptaş'ı şimdiden sevdim. Diğer kitaplarını da en yakın zamanda okumak istiyorum ama yine hangi kitabı ile devam etmem gerektiğini bilmiyorum. Bu sorunuma çözüm bulduğum an yeni yorumlar da gelecektir sayfaya. Ama ben şu an lafı çok uzatmadan, altını çizdiğim birkaç satırı buraya eklemek istiyorum. Zaman zaman kendim dönüp bakar, ders çıkarırım ya da sizi de bu kitabı okumaya teşvik eder diye...
"Keşke insanlar dünyayı sevmeyi öğrense; yaşadıkları topraklarda birer misafir olduklarını anlayıncaya ve çocuklarına daha yeşil bir gelecek hazırlamanın bilincine erişinceye kadar, ne yazık ki bu katliam böylece sürüp gidecek!"
"İnsanların büyük bir bölümü, birçok güzelliği göremezdi.Büyük bölümü, birçok güzelliğe dokunamazdı.Onlar, birer uyurgezer gibi, geçip giderlerdi güzelliklerin yanından. Ya da, kafalarına taktıkları başka bir güzelliğin peşinden koşarken, onun uğruna, birçok güzelliği de ayaklarının altına alıp hiç farkına varmadan acımasızca ezerlerdi."
"Sağırdı çünkü o; kokularıma da, yeşillerime de, duruşuma da sağırdı. Sözün özü, insanoğlu benim soyumun dilini çözememişti henüz; kokuca konuşsam da anlamazdı, renkçe konuşsam da..."
"İnsanın zalimliğine ağaçlarla kuşlar,böceklerle otlar,hayvanlarla taşlar değil,ancak insan karşı koyabilirdi. Dönüp dolaşıp insanda başlıyordu her şey, dönüp dolaşıp insanda bitiyordu. Gerisi boştu..."
Bibliomaniacs Puanı: