Transparent White Star

Playlist

21 Ocak 2015 Çarşamba

Yorum: Bediüzzaman Said Nursi


Başlık: Bediüzzaman Said Nursi
Yazar: Yavuz Bahadıroğlu
Yayınevi: Nesil
Sayfa: 268


Son zamanlarda Bediüzzaman ile ilgili bir kitap okuyacağım diye tuttururkensevgili yazar Yavuz Bahadıroğlu üniversitemize söyleşi için gelecekmiş. Katıldık. Bir de baktım ki Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili kitabı var -bilmiyordum-. Hemen aldım tabi, okumak için biraz zaman geçmesi gerekse de bence tam da güzel bir zamanda okudum diye düşünüyorum zira tam da İnkılap sınavımızın olduğu haftaya denk geldi. Hem okudum, hem söylendim. Sebebini siz anladınız, ayrıntıya gerek yok.

Kitap ile ilgili yorum yapmak pek haddime değil çünkü daha önce Bediüzzaman ile ilgili bir kitap okumadım, sadece genel -hatta kitabı okuduktan sonra gördüm ki daha da az- bir bilgiye sahip olduğum konuda kitabın eleştirebileceğim pek yanı yok. Yine aynı sebepten ötürü de kitabı çok sevdim çünkü bana ayrıntılı bir kitap olarak geldi -ama öyle değilse bilemeyeceğim-. Ben Yavuz Bahadıroğlu'nu en çok üslubu sade diye seviyordum ve bu kitapta yazar daha önceki okuduğum kitaplarının aksine eski kelimelere oldukça fazla yer vermiş. Benim için iyi oldu orası ayrı zira kelime bilgim arttı. Ben severim beni zorlayan şeyleri. Kitabın diğer sevdiğim yanı ise kullandığı kaynakları kimi zaman kaynakça olarak göstermesi kimi zamanda direkt o kaynaktan alıntı yapması oldu. Bu şekilde o kaynaklar hakkında da bilgi edinmiş oldum, sonradan okumak istediklerimi listeledim, iyi oldu. 

Yazar -ya da kitap- ile ilgili tek olumsuz -ya da belki de olumsuz değil, kişiye göre değişir- şey söyleyebilirim, o da söylemiş olduğu bir şeyi noktasından virgülüne birkaç defa daha tekrar etmesi. Alıntı yaptığı cümleler için bu durum olağan karşılanabilir ama bazen kendi cümlelerini birkaç kere tekrar edebiliyor. Bu kitap için kendi adıma söyleyeyim bu teknik -bu şekilde adlandıralım- hoşuma gitmedi değil ama yazarın daha önce okumuş olduğum kitaplarında bu durum çok da hoşuma gitmemişti çünkü o kitaplarında anlatımı sadeydi, o cümleleri tekrar okuma gibi bir ihtiyacım olmamıştı aksine kitap kendini tekrarladıkça 'birazcık' sinirim bozulmuştu ama bu kitapta kelimelerin karmaşıklığından, eskiliğinden -iyi anlamda söylüyorum tabi- olsa gerek tekrarlar işime yaradı. Bu sadece bilgileri okuyup geçmiş olmadı, öğrenmiş oldum.

Dediğim gibi, Bediüzzaman'ın hayatına başlangıç için güzel bir tercih sayılabilir bu kitap zira hayatı da vermiş olduğu mücadele de genel hatları ile okuyucuya sunulmuş ama derseniz ki ben zaten genel anlamda bir bilgiye sahibim işte o zaman size bu kitabı önerme konusunda tereddüt yaşayabilirim. Ama ben kitabı çok sevdim, bana iyi geldi. Önüme gelene de önerdim, evde, okulda, otobüste her fırsatta okudum. Hatta sınavıma çalışmadım kitabı bitirdim öyle söyleyeyim -gerçi bu durumun bizden ısrarla saklanan tarihten ötürü sinirim bozulması ile bir alakası olabilir-. Yine de bu kitap kendini okutturuyor be. Yüreğine, zamanına sağlık sevgili yazar. 

Bibliomaniacs Puanı :



Uygun Fiyat Listesi: 
Kitapyurdu: 8.40 TL
Babil: 8.40 TL
İdefix: 9 TL
DR: 9 TL


8 Ocak 2015 Perşembe

Yorum: Suya Düşen Kan



Başlık: Suya Düşen Kan-Bir Ehl-i Beyt Romanı
Yazar: Harun Tokak
Yayınevi: Ufuk
Sayfa: 394

Peygamber efendimizin hayatını ve de Ehl-i Beyt'in hayatını daha çok ansiklopedik kitaplardan okumuş biri olarak -çocukluğum haricinde- bu konular hakkında yazılmış romanlar hep çok etkiler beni. Nitekim bu kitap için de aynı şey oldu, kitabın başından sonuna kadar ağladım. Bir de kitabı sürekli elimden düşürmeyip okusam anlayacağım, okumaya başlayalı oldukça zaman geçmesine ve de bu sırada bir çok kitap okumama rağmen bu kitabı her elime alışımda en başında yaşadığım duygu yoğunluğunu yaşadım hep.

Kitapta aslında -en azından benim nazarımda- bilmediğimiz pek bir şey yok, siz de benim gibiyseniz eğer zaten küçüklüğünüzden beri bildiğiniz ya da en azından aşina olduğunuz bilgiler bu kitapta okuduklarınız. Ama işte hepsi aynı duyguyu vermiyor insana, böyle de bir gerçek var. 

Anlamışsınızdır zaten ama ben bir kez daha söyleyeyim, bu kitabı çok beğendim. Çok sevdim. Okuduğum kısımların bazılarını hatırladıkça zaman zaman, hala ilk okuduğumda hissettirdiklerini hissettiriyorlar ki bu muhteşem bir şey. Zira bazı şeyler var ki, insan hep aklında tutmak ister. Bir Müslüman olarak da, bu kitapta yazanları okumak her ne kadar acı verse de, unutmak daha çok acı verecektir eminim. O nedenle bu kitabın bende yaşatmış olduğu duyguları çok sevdim. Yazarı da bu konuda ayrıca tebrik etmek gerek tabi. 

Benim için kitabın itici yanları ise.. Ne sandınız, baştan sona muhteşem bir kitap mı :) Tabi keşke öyle olsaydı, ama ne yazık ki değildi. Maalesef bir Müslüman olarak, kitaptaki her bilginin benim bilgilerimde doğruluğunu kıyaslayamıyorum. Bilgi konusunda eksikliklerim var, utanarak itiraf ediyorum bunu. Belki de hiç yanlış yoktur, orasını da bilemem tabi. Ama beni üzen bir nokta vardı ki o da özellikle Hz.Hüseyin'in beddua etmesi. Yok efendim Allah şu insanlara şöyle kötülük etsin, yok böyle kötülük etsin. Kur'an-ı Kerim'de de peygamber efendimizin hadislerinde de bedduanın açıkça kötü bir şey olduğu belirtilirken, kitapta Ehl-i Beyt'in zırt pırt beddua ederken yansıtılması, beni inanılmaz rahatsız ettim. Tam başlıyorum ağlamaya sonra hobaa bir beddua, güler misin ağlar mısın bu ironik duruma. Neyse efenim, bu durumdan daha fazla bahsetmek istemiyorum siz mesajı aldınız eminim. 

Kitapta beni sıkan ufacık bir nokta oldu ki o da Derviş Evi muhabbetleri. Sizi bilmem ama ben bu tarz kısımların hikayenin bütünlüğünü bozduğuna inanıyorum. Kitabın temel taşlarından biri bu kısımlar ama bence olacaksa da en başta ve de en sonda olsaymış daha güzel olurlarmış. Naçizane fikrim..

Bu iki noktayı göz önünde bulundurmazsak, şahane bir kitap. Tüm Ehl-i Beyt sevenlere öneririm.

Bibliomaniacs Puanı :




Uygun Fiyat Listesi:

İdefix: 10.50 TL
Kitapyurdu: 10.50 TL
DR: 10.50 TL
Babil: 10.92 TL

6 Ocak 2015 Salı

Yorum : Mavi Kuş





Başlık:Mavi Kuş
Yazar: Mustafa Kutlu
Yayın Evi: Dergah Yayınları
Sayfa:209

Şimdi artık bu mekanı terk etmeli.
Ölümün gölgesinden bir an önce uzaklaşmalı.
Mümkün mü bu?
Evet, mümkün!..
Nasıl?
Unutarak!
Unutarak mı?
Elbette!.. Unutmak olmazsa insanoğlu nasıl yaşardı bunca acı ortasında.
Ya hatırlamak!..
 Evet, o da var. Ömür böyle geçiyor işte; kah unutup kah hatırlayarak.

 Veeee Mavi Kuş.. Bu hikayeyi okuyup bitireli belki de iki ay oluyor ama yorum yazamadım bir türlü. Neden ki diyeceksiniz işte orası biraz karışık. Karar vermeye çalıştım desem doğru olur. Hikayemiz başarılı mı değil mi  diye, öylesine arada bırakan bir kitap işte. Eğer başarılı ise hakkını da yemeyeyim dedim kötü yorum yaparak. Mustafa Kutlu'nun okuduğum ilk kitabı Mavi Kuş. Doğrusu sınıfta ki arkadaşlarımdan ismini duymadan önce kendilerini tanıyordum desem yalan olur. Sınıf arkadaşlarımın çok sevmesi ve bibliomaniac arkadaşımın da Uzun Hikaye'yi okuyup beğenmesi üzerine- o yorum için buyurun tık tık- ben de dedim bir Mustafa Kutlu okuyayım ve yolculukları da çok sevdiğim için Mavi Kuş tam bana göre deyip aldım bu kitabı. Bir çırpıda da okudum çünkü kısa, 200 sayfacık bir kitap. 200 de az mı demeyin yazılar kocaman kocaman bu yüzden de en fazla bir iki günde bitiyor kitabımız. Neyse artık yoruma geçiyorum.

Kendileri bir yolculuk kitabı. Anadolu'nun ücra bir kasabasında ki Mavi Kuş adlı otobüsün- otobüs dediysem hurdadan farklı değil- tren istasyonuna yaptığı yolculuk ve bu yolculuk anlatılıyor. Yazar ilk 15 sayfa da köyü anlatıyor; Kasap Göncü İzzettin Efendi'yi, Tütüncü Zekeriya'yı, Yemci Yusuf'u... severek okudum bu bölümü. Sonrasında şoförümüz Deli Kenan'a geçiyor ve hikayemiz başlıyor. Deli Kenan gerçekten tam bir deli. Kedisi kucağında araba sürüp zorla bütün yolculara maydanoz yedirten bir tip. Kasabamızın insanları da ondan çok farklı değil şimdi siz düşünün yolcuların nasıl olduğunu. Kitabı okurken bir yandan yolculuk edip bir yandan da yolcuların hayatlarını tanıyorsunuz. Ellili yılların Türkiye'sine bir göz atıyorsunuz desem doğru olur çünkü her türlü insan var o sırada o otobüste. Şimdi peki sen bu kitabın neyini beğenmedin ne güzel kitap diyeceksiniz. Öyle de zaten de benim beğenmediğim nokta sonlara doğru bir daraltması. Başlarda çok severek okuyordum sonra bir baktım sonlara doğru sıkılmaya başlamışım. Belki de beklentiyi yüksek tuttum. Bence siz çok beklentili olmadan okuyun bu kitabı güzel orta bir kitap işte deyin o zaman sıkılmadan bitireceksiniz, eminim. Birde kitabımızın ilginç mi ilginç bir sonu var. Ne olduğunu bile anlamıyorsunuz:) Kitabın kapağını kapattığımda ben bir duraksadım ve nasıl yani, aaaaa dedim. Biraz yorumlarda gezindiğimde sonu herkesi rahatsız etmiş işte yazar nereye bağlayacağını bulamayıp böyle bir son yazmış demişler. Bence hiçte değil. Yazarımız bir farklılık yapıp okuyucusunu gülümsetmek istemiş ve bence bunu da başarmış. Tabiii en son sayfayı bu gülümsemenin dışında tutuyorum orada pekte gülmedim.. 

Son olarak bu kitap benim Mustafa Kutlu'nun okuduğum son kitabı olmayacak ve bence siz de eğer hiç bu yazarın bir kitabını okumadıysanız alın bu ve okuyun^^

Bibliomaniacs Puanı :



Uygun Fiyat Listesi:

DR: 9.38TL
Babil: 8.76 TL


5 Ocak 2015 Pazartesi

Alfabetik Okuma Maratonu


   Bibliomaniac Filmkolik'in Listesi:
  1. A - Akaid (5/5)
  2. B - Bediüzzaman Said Nursi (Yavuz Bahadıroğlu) (4/5)
  3. C - Confessions of a Shopacholic (Sophie Kinsella) (3.5/5)
  4. Ç - Çavdar Tarlasında Çocuklar (J.D. Salinger) (4.5/5)
  5. D - Dine Karşı Din (Ali Şeriati) (2/5)
  6. E - Elizabeth is Missing (Emma Healey) (4/5) 
  7. F - Fangirl (Rainbow Rowell) (3/5)
  8. G - Gıybet (İmam Gazali) (5/5)
  9. H - Hz. Mevlana (Ö.Tuğrul İnançer) (5/5)
  10. I - I've Got Your Number /Numaran Bende Var (Sophie Kinsella) (4/5)
  11. İ - İbadetlerin Ruhu (İmam Gazali) (5/5)
  12. J - Johnny Be Good (Paige Toon) (4/5)
  13. K -  Kızıl Kulesi'nde Kızılderili (Sunay Akın) (3/5)
  14. L - Lüzumsuz Adam (Sait Faik Abasıyanık) (3.5/5)
  15. M - Much Ado About Nothing (Shakespeare) (3/5)
  16. N -  Nagazaki (Eric Faye) (4.5/5)
  17. O - Osmanlılar (Halil İnalcık) (3/5) 
  18. Ö - Özgürlüğe Kaçışım/Zindandan Notlar (Aliya İzzetbegoviç) (5/5)
  19. P - Perili Ev (Charlers Dickens) (3/5)
  20. R - Red Queen (Victoria Aveyard) (4.5/5)
  21. S - Suya Düşen Kan (Harun Tokak) (4/5)
  22. Ş - 
  23. T - The Girl On The Train (Paula Hawkins) (4/5)
  24. U - Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk (Sun-Mi Hwang) (4/5)
  25. Ü -
  26. V -Vefa Apartmanı (Sadık Yalsızuçanlar) (5/5)
  27. Y - Yürüme (Oruç Aruoba) (2.5/5)
  28. Z - Zavallı Kız (Namık Kemal) (4.5/5)



Bibliomaniac Betül'ün Listesi:        
                                    

  1. A -Aşkullah (Tolga Akpinar) ( 4/5)
  2. -Bülbülün Kırk Şarkısı ( İskender Pala ) (5/5)
  3. C - 
  4. Ç -
  5. D -
  6. E -
  7. F -
  8. G -
  9. H -
  10. I -
  11. İ - İstanbulcunun Sandığı (İskender Pala) (5/5)
  12. J -
  13. K - Kodin (Panait Istrati) (4/5)
  14. L -
  15. M -Mahur Beste (Ahmet Hamdi Tanpinar)(4.5/5)
  16. N - 
  17. O -
  18. Ö -
  19. P -
  20. R -
  21. S -Semaver (Sait Faik Abasıyanık) (3.5/5) 
  22. Ş -
  23. T -
  24. U -
  25. Ü -
  26. V - Vefa Apartmanı (Sadık Yalsızuçanlar) (5/5)
  27. Y -
  28. Z -

İşte bu bizim listelerimiz. Her kitap bitirdiğimizde kitabın adı hangi harf ile başlıyorsa o harfin yanına kitabın adını yazacağız. Liste de yanı boş bir harf kalmayana kadar devam edeceğiz. Siz de eğer bize katılmak isterseniz, bu listenin altına yorum kısmına kendi listenizi oluşturur, her bir kitap bitirdiğinizde o yorumu düzenlersiniz bizim gibi. Böylece bize de fikir vermiş olursunuz, hatta bitirdiğiniz kitabın yanına 5 üzerinden bir puan da verirseniz daha mükemmel olur, ne dersiniz? :) 

Bizden Haber Var!



Merhaba Bibliomaniac Ladies takipçileri,
Bu yazı aslında biraz da özür mahiyetinde olacak, şimdiden söyleyelim. Uzun zamandır düzenli bir şekilde kitap yorumu paylaşamadığımızı farkındasınızdır ya da değilsinizdir, neyse mühim değil biz yine de anlatacağız :) Malum, bir Kpss gerçeği var ki, o gerçek sonunda bizim de yüzümüze çarptı. Bu nedenle hem eski hızımızda kitap okuyamıyoruz hem de okuduğumuz kitaplara yorum yazıp sizinle paylaşamıyoruz. Onları geçtik alışveriş listesini bile paylaşamıyoruz gerçi bu durumda çok da alışveriş yapamıyoruz ama yine de...
Bu durum sizi nasıl etkiledi ya da etkiledi mi bilmesek de cidden üzülüyoruz. Ve bir şekilde bunu telafi etmek istedik. Aslında aklımızda uzunca bir süredir bu fikir vardı ama yeni yılı bekliyorduk uygulamaya geçirmek için. Yorumlarımızın sayısının azaldığı bu dönemde sizi bilemeyiz ama bize ilaç gibi gelecek bir fikir bu. Çünkü bir şekilde kitap okumaya devam etmemiz gerekiyordu zira biz kitap okumadan duramıyoruz. Dedik ki hem kendimizi sıkmayalım hem de kitap okuyup yorumlamaya devam edelim, o zaman kesinlikle bu fikri devreye sokalım. 

İki saattir ne anlatmaya çalışıyorsunuz derseniz : Alfabetik Okuma Maratonu'nu resmen başlatıyoruz! İsim bir şey çağrıştırmadıysa; biz bu sene -en az- Türkçe alfabesindeki harf sayısı kadar kitap okuyacağız. Her harf için 1 adet kitap okumak şartımız. Biraz da aslında hem kendimizle hem de birbirimizle yarış yapacağız. Her harf için beğendiğimiz bir kitap bulmak zor olacak belki ama bu şekilde belki de aslında normal bir zamanda pek de okumayı tercih etmeyeceğimiz kitaplara da bir şans vermiş olacağız. Bu süreç içerisinde siz tatlı okuyucularımızın da önerilerine açığız tabi ki, zira kitaplığımızdaki okunmamış kitaplar zaten bu listeyi tamamlamaya yetmeyecek, alacağımız yeni kitaplarda sizin de tuzunuz bulunursa süper olur.

Bu maratonun adı bile bizi heyecanlandırıyor, kitap delisi olduğumuz için mi bu böyle bilemiyoruz ama size de böyle bir maratona katılmanızı öneririz. Birileriyle olması şart değil, kendinizle de yarışabilirsiniz :)