Bu aralar halk kütüphanesine gidip oradan kitaplar almaya bayılıyorum. Evimin hemen yanında olması benim için çok büyük bir şans oldu. Bazen almak istediğim kitapları önceden belirleyip, bazen de oraya gidip anlık bir kararla kitaplar seçip okuyorum. Kitabın konusunda bile bakmadan... Eskiden kütüphanelerden çıkmazdık, ödevleri orada yapardık falan filan. Şimdi ödev yapmak için bir yere gitmeye gerek yok ama kütüphaneler de unutulmasın değil mi! Benden ufak bir tavsiye, en kısa zamanda kalkın bir halk kütüphanesine gidin, pişman olmayacaksınız. Havasını solumanız bile yeter, inanın.
Aslında ben kütüphaneden bir çok kitap aldım buraya taşındığımdan beri ama bu seriye şu an elimdeki kitaplarla başlamak istediğim için başlığı #1 olarak belirledim.
Son gidişimde sadece iki tane ince kitap seçtim çünkü zaten evde okunmayı bekleyen birçok kitabım var. Bu kitaplardan bir tanesi gelmiş geçmiş en sevdiğim yazarlardan olan Zweig'e diğeri ise kendisi ile Binboğalar Efsanesi kitabıyla tanıştığım Yaşar Kemal'e ait.
İki kitabı da kazasız belasız bitirdim ^^ Amok Koşucusu ve Sahaf Mendel'i çok sevmeme rağmen, kitap ile ilgili sinirimi bozan bir nokta var ki o da çevirisi. Çevirinin ne kadar önemli olduğunu bu kitap ile bir kez daha görmüş oldum. Çevirmen nedense çok basit kelimeleri bile Türkçe söylemeyi tercih etmeyip, alt bilgi olarak vermiş anlamını. Bu durum kitap boyunca benim sinirimi çok bozdu. Hiç hoşlanmadım. Doğal olarak da kitaba karşı olan tutumumu biraz etkiledi. Yine de söz konusu Zweig olunca sanırım hiçbir kitabından nefret etmem mümkün değil. Ama ben Sahaf Mendel'i daha çok sevdim, bana biraz da Satranç'ı hatırlattı. Klasik Zweig kitapları olduğu için fazla bir şey söylemeye gerek duymuyorum. Daha önce herhangi bir Zweig kitabı okumadıysanız ilk tercihleriniz bu iki kitap olmasın tabi ama yine de bunları mutlaka okuyun derim.
Yaşar Kemal'e gelecek olursak... Ben yazarın kalemini çok sevdim. Masalsı, güzel bir anlatımı var. Okuduğum kitap da 78 basımı olduğundan benim için çok nostaljik bir kitap oldu. Ağrı Dağı Efsanesi kısa ama okurken hoş vakit geçirilebilecek, güzel bir kitap. İçindeki çizimler de ayrıca çok güzellerdi.
Ben okuduğum her iki kitabı da sizlere tavsiye ederim. Zaten incecik kitaplar olduklarından bir oturuşta biteceklerdir emin olun. Sizlerin de bu yazarların başka kitaplarından tavsiyeleriniz varsa seve seve okumaya talibim.
Keyifli okumalar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder