Transparent White Star

Playlist

13 Temmuz 2016 Çarşamba

Yorum: Kuşlar Da Gitti



Başlık: Kuşlar Da Gitti
Yazar: Yaşar Kemal
Yayınevi: YKY
Sayfa: 79


- "İnsanlık öldü mü?" dedim.
- "Yok" dedi, "ölmedi, ölmedi ama bir şeyler oldu, başka bir yerlerde sıkıştı kaldı herhalde?"
- "Kuşlar da gitti."
İnsanlıkla beraber kuşlar da bir bir yok oldu gitti…


Yazarın okuduğum üçüncü kitabı Kuşlar Da Gitti oldu. Bu kitap diğerlerinden farklı olarak günümüze daha yakın bir zaman diliminde ve şehirde geçmekte. Ama Yaşar Kemal'in kalemi yine tanıdık geliyor okura. 

Birçok kişi yazarın bu kitabını çok başarılı bulmasa da sanırım kuşlara olan ilgimden dolayı ben aynı şekilde düşünmüyorum. Her ne kadar yavaş bir şekilde okuyabilsem de kitaplarını ben okuduğum üç kitabı da sevdim ve yazarın diğer eserlerini okumak için can atıyorum diyebilirim. Bu kitap ise belki anlatımı ile değil ama vermek istediği mesaj ile oldukça önemli bir yere sahip. 

Herkese değil ama yavaş ilerleyen kitapları okumayı sevenlere bu kitabı okumalarını tavsiye ederim.


"Niye böylesine insanlar insanlığı unuttular?"


Bibliomaniacs Puanı:




6 Temmuz 2016 Çarşamba

Yorum: Gül Yetiştiren Adam



Başlık: Gül Yetiştiren Adam
Yazar: Rasim Özdenören
Yayınevi: İz Yayıncılık
Sayfa: 144


"Ağlamak... yalnız gözyaşı dökebilen insan anlayabilir bazı şeylerin hikmetini."

Merhabalar...

Öncelikle bu yaz bu blogda Türk edebiyatına ait birçok kitap göreceğinizi söylemeliyim. Kendimce böyle bir karar aldım ve ne olursa olsun kendime verdiğim bu sözü bozmamaya kararlıyım. Kendi mis gibi dilimiz, yazarlarımız, edebiyatımız varken benim yabancılara bu denli zaman ayırmam oldukça yersiz bir ısrardı. Geç de olsa bu hatamın farkına vardım. Edebiyat, kitap ayrı bir dünya tamam ama kendimize ait bir şey varken... Ve blogda bahsedeceğim kitapların sırasını da kafamda belirlemiştim aslında fakat bugün ani bir kararla bu kitabı tüm listeyi acımdan değiştirerek başa aldım. Nedeni ise tabi ki kitabı çok sevmem. Bir şaheser değil belki ama beni özellikle bir sayfasında çok etkiledi. 'Sen ne yapıyorsun böyle?' dedirtti. O yüzden kitaba dair düşüncelerim aklımdan uçup gitmeden hemen bunları yazıya dökmeliyim dedim.

Rasim Özdenören ile bu kitabıyla tanıştım, siz de takdir edersiniz ki bu oldukça geç bir tanışma oldu. Bir çok kitaba işte böyle haksızlık ettim ben yıllarca. Hangi kitabı ile okumaya başlayacağımı bilemediğim için internette bir araştırma yapmaya koyuldum ve bu kitabında karar kıldım. İyi de bir tercih yaptığımı düşünüyorum açıkçası. 

"Hiçbirimiz kendimize ait yerlerde gezinmiyoruz."

7 Güzel Adam'a ait bir özellik midir bilinmez çünkü Cahit Zarifoğlu da öyle.. ama bu adamlar çok karmaşık yazıyorlar be! Fakat Zarifoğlu'ndansa Özdenören'in kalemine daha hızlı alıştığımı söyleyebilirim. 

Gül Yetiştiren Adam oldukça farklı bir kitap. Yazar iki farklı dünyayı konu almış bu kitabında. Aslında gelmiş olduğumuz noktaya bir eleştiri niteliğinde yazılmış bir kitap olduğunu da söyleyebilirim. Sonunda ise bu iki farklı yaşamı bir yerde kesiştirmiş Özdenören. Ben böyle kurguları seviyorum. Aslında başlangıçta birbirinde farklı zaman dilimlerine ait iki farklı olaya tanık oluyormuşuz izlenimi vermiş yazar. Biri Batı etkisinde kalmış yeni dünyamız diğeri ise bize ait olan. Ve zamanla bu yeni, göz kamaştıran dünyanın içerisinde kayboluşumuz... Kitabında sonunda ise hiçbir soru işareti kalmıyor okurun aklında. He şey anlam kazanıyor ve 'Allah bizi!' diyor insan ya da en azından be öyle dedim. Biraz tokat niteliğinde oldu bu kitap benim için. 

Tabi sevdiğim kısımlar kadar sevmediğim kısımlar da vardı bu kitapta. Çok fazla ayrıntıya girmeyeceğim ama kitapta beni iten en önemli nokta kitabın adının 'Gül Yetiştiren Adam' olmasına rağmen kitapta bu adama çok az değinilmesi. Bazıları tabi bu durumu sevmiş olabilir ama ben çok sevmedim ne yalan söyleyeyim.

Lafı daha fazla uzatmıyor ve bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. 

Keyifli okumalar...

"Lüzumundan fazla ciddiyiz.. belki de bunun için mutlu olamıyoruz..."




Bibliomaniacs Puanı:




2 Temmuz 2016 Cumartesi

Yorum : Eşikte





Başlık : Eşikte
Yazar : Ali TEOMAN
Sayfa : 154
Yayınevi : YKY

Kısacık, ya metroda ya da okulda boş derslerde okuyup bitirebileceğim bir kitap arayışındayken rastladım bu kitaba ve hemen sipariş ettim. Genellikle okuduğum yazarların kitaplarının sayfa sayılarının çok olması ve bibliomaniac arkadaşım ile okuduğumuz tarzların birbirinden farklı olmasından dolayı farklı yazar arayışına girmiştim ve bu kitaba rastladığımda dedim ya hiç düşünmeden kitabı da yazarı da araştırmadan sipariş ettim çünkü önyargısız hiç bilmeden okumak istedim kitabı. Ha, doğru mu yaptım? Orası tartışılır...

Kitap için roman denildiğine bakmayın, kısa kısa bölümlerden oluştuğu için bana sanki bir roman değilde bir öykü kitabı okuyomuşum hissi verdi. Kitabın her bölümü insanın içini acıtan cinsten, üzülerek okuyorsunuz adsız kadın ve erkek karakterlerin hikayelerini..

Ben bu kitabı sevdim mi diye sorarsanız o konuda emin değilim. Bence bu konudaki temel etken zamanlama. Bu kitaptan önce okuduğum kitap ( yakaza ) konu bütünlüğü olmadığından beni öyle hayal kırıklığına uğrattı ki hemen ardından başarılı bir roman okumak istedim ve o roman yapısını bu kitaptada bulamayınca bütün hevesim kaçtı. Ama yazarın iğneleyici, ironik dili kesinlikle ayakta alkışlanmalı.

Satın almak için tık tık... 

Bibliomaniacs Puanı :