Başlık: Pastoral Senfoni
Yazar: Andre Gide
Yayınevi: Timaş Yayınları
Sayfa: 80
Pastoral Senfoni benim Andre Gide ile ilk maceram, nedense klasikleşmiş yazarlara karşı bir ön yargım var ve onların kitaplarını pek fazla okuyamıyorum ama Pastoral Senfoni'yi arkadaşımın kitaplığında görür görmez okumak istedim. Dürüst olmak gerekirse kitap bu kadar ince olmasaydı büyük ihtimalle okumayı bırak yüzüne bile doğru dürüst bakmazdım. Ama her zaman derim ya geç olsun da güç olmasın, şimdi düşünüyorum da iyi ki daha önce okumamışım bu kitabı da şimdi okumuşum çünkü eğer daha önce okumuş olsaydım sıradan bir kitap olarak kalırdı benim için bundan eminim. Neyse benim aptallığımı bir kenara bırakalım da kitaptan bahsedelim biraz.
Pastoral Senfoni din, ahlak, körlük (hem mecazi hem de fiziki), gerçek duygular ve üzerimize yüklenen görevler arasında sıkışıp kalmış hayatları anlatıyor biz okurlarına. Böyle söyleyince pek bir havalı oldu sanki, ama aslında kitap bundan çok daha fazlası. Bu kitaplar ile ilgili en sevdiğim şey ise, inanılmaz derecede ince olmalarına karşın bir o kadar da düşündürüyor insanı. Mesela ben, okula giderken yolda okurum diyerek kitabı çantama attım ve 1 ders + yol süresi boyunca ,ki tüm ders süresince kitap okumak mümkün değil, kitabı bitirdim. Ben kitabı bir günde bitirdim ama eminim ki ben yaşadığım müddetçe zaman zaman aklıma bu kitap gelecek ve ondan çıkardığım dersler ile hayatıma yön vereceğim. Acaba ben mi abartıyorum bu kitabı böyle diye düşünmüyor değilim ama hayır hiç de abartmıyorum. Çünkü ben bu kitabı öyle bir zamanda okudum ki, başka zaman olsa çıkartamayacağım dersleri çıkarttım bu sayede. O nedenle eğer siz de bu kitabı okumak istiyorsanız naçizane fikrim özellikle engelli insanlar konusunda hassas olduğunuz bir dönemde okuyun. Ne demek hassas olduğumuz hep hassasız diye düşünebilirsiniz belki ama hayır, birazcık dürüst olalım şimdi nasılsa kimse sizin ne düşündüğünüzü bilmiyor, çoğu zaman yolda o insanların yanından geçerken bile hassaslığı bırakın kızdığımız oluyordur onlara, yoksa ben miyim bir böylesine acımasız olan?!. Belki de gerçekten engelli olan ama bizim numara yaptığını ya da bu halini kullandığını düşündüğümüz insanlar çıkmıyor mu hiç karşınıza, tabi onları sokak köşelerinde dilenirken değil de çok başka bir durumda mesela bir rehabilitasyon merkezinde görünce her şey bambaşka oluyor. Konuyu nereden nereye getirdim ben yine... Uzun lafın kısası, bir rehabilitasyon merkezini ziyaret edip okuyabilirseniz ya da ne bileyim son zamanlarda engelli insanlar ve onların hayatlarını düşünüyorsunuzdur ya da engelli bir insanı konu alan bir film izlemişsinizdir (benden size bir kıyak : My Name is Khan, Temple Grandin, I am Sam, Black, Forrest Gump .. bu konuda en iyi filmlerdendir) bu kitabı o zaman okuyun emin olun çok daha başka sonuçlara varacaksınız. En azından benim için öyle oldu, kitaba daha hassas yaklaştım.
Bibliomaniacs Puan:
Uygun Fiyat Listesi:
Kitapyurdu: 5.87 TL
DR: 6.65 TL
İdefix: 7.13 TL
Bir de bilen var mı, tasarım Ravza Kızıltuğ'a mı ait? Cem Kızıltuğ'un Sevdalı Bulut'daki çizimleri ve Doku kitabından sonra bu ikiliye takmış durumdayım da, merak ettim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder