Transparent White Star

Playlist

9 Aralık 2014 Salı

Yorum: Doku - Cem Kızıltuğ





Başlık: Doku
Yazar: Cem Kızıltuğ
Sayfa Sayısı: 112
Yayınevi: Timaş Yayınları

Bu yorumumda bir okurun hayalkırıklığını yazacağım sizlere... Tamam tamam, duygusallığa hiç gerek yok, hayal kırıklığına uğramışım sadece, ne olmuş ki. Yine de.. Neyse.

Öncelikle Cem Kızıltuğ kimdir kim değildir bildiğim kadarı ile bahsedeyim, zira duymayanlarınız olabilir. Genelde yazardan pek bahsetmem ama bu yorumda yazar benim için önemli o yüzden siz de tanıyın istiyorum. Kendisi bir illustratör -bana göre-  ve bana göre harika çizimler yapıyor, kendisini ayakta akışlıyorum. Aslında 1997'den beri bu işi yapmasına rağmen benim kendisi ile tanışmam 1 seneyi geçmiyor, tanışmam derken yüz yüze değil tabi, okuduğum kitaplardan bahsediyorum. Okuyanlarınız varsa önceki yazılarımdan Sevdalı Bulut kitabının yorumunda kendisinde kısaca bahsetmiştim, kitaptaki çizimlerin ne kadar muhteşem olduğunu söylemiştim. Bundan çok kısa bir süre sonra da internette Doku adlı bir kitabın kapak tasarımını ve içinde yer alacak illustrasyonlardan birkaçına rastlamış ve ne kadar benzer çalışmalar olduğunu görünce şaşırmıştım. Meğer iki kitaptaki çalışmalar da aynı kişiye Cem Kızıltuğ'a aitmiş-adamın bir çizgisi var yani her nerede olursa olsun tanınıyor-, daha da iyisi Doku kitabının yazarı zaten Cem Kızıltuğ imiş. Tabi bu saatten sonra bende başladı bir merak, bu tarz tasarımları sevdiğim kadar tasarımcılarını da merak ederim. Başladım adamın hayatını araştırmaya, işte twitter olsun instagram olsun her türlü sosyal paylaşım sitesinden takip etmeye başladım, ve tabi hayranlığım da giderek arttı. Bu arada öğrendim ki sevgili illustratörün eşi de -Ravza Kızıltuğ- bir tasarımcı imiş. Hatta her ikisi de şu anda Timaş yayın evinin bünyesi altında çalışmaktalar. Sonra öğrendim ki Doku'nun kapak tasarımı da Ravza Kızıltuğ'un el emeği göz nuru imiş. Eh tabi bendeki hayranlık, imrenme hat safhaya ulaşmış noktada. Bulduğum ilk fırsatta Doku'yu alacağım, kesin artık.

Neyse efendim, sonunda kitabı sipariş ettim. Bakmayın öyle hayran olduğuma yine de incecik bir kitaba öyle daha yazarın başka bir kitabını okumadan 22 lira bayılacak göz yok bende. Yanlışım yoksa %40 kadar bir indirim vardı babil.com'da o sırada hemen kitabı sipariş ettim -babil'den bana not gelmedi mutsuzum-, başladım beklemeye. Sonra kitap geldi, bende bir heyecan. Kapattım odamın kapısını oturdum paketin başına. Başladım kutuyu güzelce açmaya. Filmlerde olur ya, böyle kutu açıldı mı içi parlar -bu durum sanırım kitabın cart bir pembe rengi olmasından kaynaklı biraz da - , ben de öyle bir an yaşadım kısa da olsa. Kısa diyorum çünkü kitabım azıcık hasarlı geldi, bu kitapları kargo için paketleyenler kibar insanlar olmalı. Bence teste bile tabi tutulmalılar bu iş için seçilmeden ya neyse geçiyorum bu hazin durumu. Tabi o sıralar 4 kitabı zaten aynı anda okuyorum ve bu durumu 5 yapmaya da hiç niyetli değilim. Aldım Doku'yu kucağıma, diğer kitaplarımdan birini de aldım elime başladım okumaya. Hemen bitireceğim, o derece kararlıyım. Neyse ki çok sürmedi, kitabı bitirdim. Doku'yu okumaya başladım. Bir deneme okuyorum sonra illustrasyona bakıyorum bakıyorum bakıyorum. Ne kadar da güzel çizmiş yazar/illustratör diyorum. Günde birkaç bölüm okuyorum ki kitap hemen bitmesin. Neyse çok uzattım sadede geliyorum, birkaç gün sonra fark ettim ki günde birkaç bölüm okumam benim azmimle değil kitap ile alakalı bir şey. Zaten istesem de keyifle bir gün içinde o kitabı bitiremem çünkü ne yazık ki benim beklediğim, hayallerini kurduğum kitap değil. Tam iyi kitap, güzel kitap ama benim abarttığım kadar değil. 

Kitap bölümlere ayrılmış, her bölümde tanesi bir sayfadan oluşan birçok deneme var, hepsinin yanında da deneme ile ilgili bir illustrasyon. Her şey iyi, hoş ama bence biraz ağır. Yazılarda birçok İngilizce ve Fransızca kelime ya da cümle geçiyor, ki benim 2. dilim İngilizce 3. de Fransızca -her ne ne kadar öğrenme aşamasında olsam  da yetiyor olmalı diye düşünüyorum- olmasına rağmen zorluk yaşadım. Başta sorun yoktu ama sonra baktım ki bazı şeyleri anlamıyorum. Gerçi onları anlamıyorum diye tüm yazıyı anlamıyorum değil ama bence yine de bu yabancı kelime ya da cümlelerin sayfanın altında bir açıklaması olmalıydı. Fransızca sorun olmadı, basit kelimelerdi ama İngilizce matematiksel kavramlar vardı mesela, ben onların Türkçe'sini bilmiyorum İngilizcesi benim neyime. Neyse bir şekilde bitirdim kitabı. Böyle dediğime bakmayın, bazı denemeler vardı ki tam da beni anlatıyorlardı. Mutlu oldum onları okurken ama genel olarak fikrimi söyleyecek olursam, sanki kitap bizim için değil de yazarın kendisi için yazılmış gibi. Burada sanat için sanat mı yoksa toplum için sanat mı konusuna girmeyeceğim korkmayın :) Yine de bence kitabın önüne bilmem kaç yaş üstü ve şu eğitim seviyesine sahip okurlara diye not düşülmeliymiş diye düşünüyorum. Bu büyük bir eksiklik benim nazarımda.

Bu kadar uzun bir yazı yazdığıma bakmayın, içim kan ağlıyor aslında şu anda çünkü bu kitap şu zamana kadar okumayı çok büyük bir heyecanla beklediğim nadir kitaplardandı, sonuç beni rahatsız etti. Belki de hata benim çıtayı yükseltmemden kaynaklanıyor, neden böyle bir hata yaptım bilmiyorum. Adam yazmış işte, sen de otur oku ne diye hayal kuruyorsun ki bir kitap için değil mi ama. Yine de Cem Kızıltuğ başka kitap yazsa gider onu da alırım. Okurum sonra da kitaplığımın en güzel köşesine koyar, arada bakar bakar dururum. Sonra da illustrasyonlarını çerçeveletip duvarıma da asarım. İşte o kadar! -Kendi kendine sinirlenip, kendine atar yapan tek insan ben değilimdir umarım.-

İnstagram'da takılmayı sevenlere de öneririm: cemkiziltug
Ve tabi ki twitter: cemkiziltug



Bibliomaniacs Puanı:


Uygun Fiyat Listesi:
Babil: 13.50 TL
İdefix: 14.63 TL
Kitapyurdu: 15.75 TL
DR: 16.88 TL


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder