Transparent White Star

Playlist

13 Ağustos 2016 Cumartesi

Yorum : Sineklerin Tanrısı (Yorum #2)


Başlık: Sineklerin Tanrısı 
(Lord of the Flies)
Yazar: William Golding
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa: 262

"Sineklerin Tanrısı'na roman demek yersizdir; çünkü bu kitap bir roman değil, gerçekçi bir anlatımla yazılmış olmakla beraber bir alegoridir, yani simgesel anlamları olan bir öyküdür."diyor kitabın sonsözünde çevirmen Mina Urgan. Kitabı tam olarak anlatan en iyi cümle bu bence. Bu öyle bir kitap ki hakkında oturup saatlerce hiç usanmadan konuşabilirim, o derece derin. 

Kitabın Mercan Adası kitabıyla benzerliği, Ralph ve Jack karakterlerinin o kitapta da olması gibi konulara girmeyeceğim çünkü heryerde bunlar yazıyor zaten ama kitabı birazcık anlatmak gerekirse atom savaşı sırasında güvenilir bir yere götürülmek istenen çocukların uçağı düşer ve ıssız bir adada çocuklar yaşamaya çalışırlar. En başta her şey eğlenceli görünürken elbette ki çağımızın en büyük problemlerinden biri olan "güç" sıkıntısı doğar ve liderlik duygusu adayı birbirine düşürür. Bundan sonra o cennet adanın nasıl cehenneme dönüştüğünü ve o çocukların dahi içlerinde nasıl vahşilerin olduğunu görürüz. İçim acıyarak okudum desem yanlış olmaz.


Kitaptaki en önemli ve kilit karakter kesinlikle Simon. Eğer kitabı henüz okumadıysanız bu karaktere odaklanın ve özellikle sineklerin tanrısıyla olan konuşmasını iyice anlamaya çalışın. O konuşma derin anlamlar içerir^^ Spoiler olmasın ama Simon biryerde şunu söyler : " Bizden başka canavar yok belki."  Bu cümle benim için üzerinde uzun uzun düşünülecek derin anlamlara sahip. 


Kitaptaki karakterlerin hepsi simgesel anlamlara sahip aslında. Mesela domuzcuk... Asıl isminin kitap boyunca öğrenilememesi bile ne kadar ezik bir karakter olduğunu gösteriyor ama neden ezik bu karakter? Aslında adanın en mantıklı konuşan çocuğu olduğunu kitabı okudukça göreceksiniz. Domuzcuk kör denecek kadar miyop, şişko ve astımı olan bir çocuktur. Şimdi düşünelim acaba neden bu kadar eziliyor.


Okumayan arkadaşlara şiddetle tavsiye ettiğim anlaşılmıştır zaten. Şunu da belirtmem gerekiyor ki öyle bir günde bitirilir çok sürükleyiciydi diyemem kitap için aksine yavaş yavaş ve düşünülerek okunmalı. Bu yüzden biraz yavaş ilerleyen bir kitap ama kesinlikle muhteşem.


Son olarak Mina Urgan'ın yazdığı sonsöz kesinlikle okunmalı. Kitabı okurken akılda oluşan bazı belirsizlikler sozsözde çok net anlatılmış. 


 
Bibliomaniacs Puanı: 
              



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder