Transparent White Star

Playlist

14 Mart 2015 Cumartesi

Yorum: Yürüme


Başlık: Yürüme
Yazar: Oruç Aruoba
Yayınevi: Metis
Sayfa: 222

"İnsanlar yanyana yürümesini bilmiyorlar ki-
hep birbirlerinin üstüne üstüne yürüyorlar."

Ben hayatımda belki de ilk kez bir kitaptaki cümleleri anlamak için defalarca okudum. Bir cümle iki cümle de değil hani neredeyse tüm kitap... İşte hep derim felsefe bana göre değil diye, ama işte hem kitap tasarımına hem de bir blog yorumuna aldandım ve sonuç ne yazık ki böyle oldu. Yoruldum, çok yoruldum. Felsefeden anlamayan daha da ötesi haz etmeyen birisi olarak yorum yapmak haddime olmasa da içimi dökmek istedim. Belki de kendime yandaş arıyorum, felsefe sevmeyen tek insanın ben olmadığımı duymak istiyorum, kim bilir... 

Kitabın en sevdiğim kısmı Uygarlık Üzerine Notlar bölümü oldu. Kitabı okursanız bu bölümü neden daha çok sevdiğimi eminim anlayacaksınız. Okumayı düşünmeyenler için, sormadınız ama ben söyleyeyim: kafayı patlatmadan adam ne demiş anladım da ondan sevdim bu kısmı. Diğer bölümleri pek anlamadığım için... 

Aslında anlamamak da değil bu, Oruç Aruoba seviyor bir cümleyi onlarca farklı şekilde söylemeyi, öznesini, yüklemini, zarfını, zamirini hepsinin yerini değiştirip, tekrar tekrar okutuyor. Yazarın tarzı bu ama ben pek sevmem böyle şeyleri, normal hayatımda da bir şeyi bir kez duymak isteyen biri olduğum için belki de bu kitap bana birkaç beden fazla geldi. O yüzden okurken hep 'tamam anladık, bir kez daha söylemeye ne gerek var' deyip durdum. Belki de aslında anlamadım, aslında Oruç Aruoba'nın anlatmak istedikleri tamamen farklı şeylerdi, kim bilir.. Evet kesin anlamadım ben, kimi kandırıyorum ki. Bir de gelmiş kendi çapımda kitabı eleştiriyorum. Ama artık çok geç, kitabı bir kez daha okuyacağımı sanmıyorum. Hem böylelikle Oruç Aruoba kitap koleksiyonu yapma fikrim de suya düşmüş oldu. Mutsuzum. Demiştim ya tasarımı sevdim, ben karmaşık resimlerdense ya da bir fotoğrafı alıp kapak niyetine basmaktansa böyle sade tasarımları seviyorum, yazara ait tasarımlar oluyor bunlar ya da yayın evlerine. Bir nevi imzaları gibi yani. Ama işte kısmet değilmiş koleksiyonlarını yapmak. 

Neyse gecenin bir yarısı yorum yazınca benim çenem düşüyor hep sanıyorum. En iyisi susmak ve yeni bir kitapla yeni bir maceraya başlamak... 

P.S: Böyle kitap kapakları görmek istiyorum. Hatta ben sipariş verirken kenar kısımları simli ve dokusu farklı zannedip almıştım, öyle çıkmadı. Öylesi çıkarsa daha bir güzel olur, demedi demeyin.

Bibliomaniacs Puanı:


(bu puanı utana sıkıla veriyorum beni affedin felsefe severler)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder