Başlık: Cesur Yeni Dünya
Orijinal Adı: Brave New Wordl
Yazar: Aldous Huxley
Sayfa Sayısı: 333
Yayınevi: İthaki Yayınları
Bu kitabı tek bir kelime ile açıklamamı isterseniz o kelime kesinlikle 'kabus' olacaktır. Neden kabusu seçtiğimi kısacası anlatmam gerekirse; öyle bir dünya düşünün ki bebekler doğal yollarla değil de yapay yollarla şişelerden doğuruluyor ve daha bebekliklerinden itibaren gelecekte hangi sosyal statüye sahip olacakları daha doğmadan belirlenmiş olan bu bebekler yani demokrasinin de'si ile karşılaşmayı bile düşünmeyin o sosyal sınıfa ait bireylerin göstermesi gereken özellikleri düzenli olarak elektrik şoklarına maruz bırakılarak ediniyorlar. Mesela kitaplardan nefret eden bireyler mi elde edilmek isteniyor, düzenli olarak bebekleri kitaplar ile bir araya getirip bebekler her kitaba uzandıklarında bumm! al sana elektrik şoku. Anne ve baba kavramları kesinlikle ve kesinlikle kullanılmaması gereken utanç verici kavramlar, daha da kötüsü aile denen bir şey yok. Öyle 'muhteşem bir dünya ki' herkes herkese ait, tek eşli olmak yasak, evlenmek yasak. Eğer sadece bir kişi ile uzun süreli bir ilişkin varsa dikkat et mimlenebilirsin. İnsanlar daha çocukluklarından itibaren erotik oyunlar oynamaya zorlanıyor, anne ve baba için utanılması gereken rezil kelimeler demiştim değil mi, ama bu oyunlar hiç de utanılası şeyler değil hatta oynamayan rezilin önde gideni. Bir de soma denen bir illet var ki ne olduğunu sormayın ben daha tam olarak beynime oturtamadım onu size hiç anlatamam. Hayal gücümü zorlayıp gözümün önüne getirmek bile istemediğim bu dünya hakkında aslında anlatılacak daha çok şey var ama gerisini de okuyup görün değil mi ama. Buraya kadar anlattıklarım zaten kitabın ilk birkaç sayfasında okuyacağınız şeyler olduğu için rahat davrandım yoksa spoiler durumları yok.
Şu sıralar distopya ya da anti-ütopya -artık nasıl adlandırmak isterseniz- kitaplarına takmış durumda olduğumdan birçok distopya romanı okudum ve okuduklarımın arasında bir sıralama yapınca Cesur Yeni Dünya ortalarda kalıyor ne yazık ki. Bunun sebebi ise kitabın başta aslında hızlı bir giriş yapmasına rağmen ortalara doğru temposunun düşmüş olması, anlatım tarzının zaman zaman değişiklik göstermesi ve climax noktasının olmaması -en azından benim için yoktu, belki de John karakterinin kitaba girmesi tam da o zirve noktaydı ama bana o hissi veremedi ne yalan söyleyeyim-.
Okuyanlar hemen bu kitap ile 1984 arasındaki benzerlikleri fark etmişlerdir bile. Ama bu kitapta 1984'ten çok daha fazlası var, mesela oradaki aile kavramı yavaş yavaş yok edilmeye çalışılıyor ama henüz o aşamaya gelememişler sistemin başındakiler Cesur Yeni Dünya'da ise ne yok ki?. 1984 benim için gelmiş geçmiş en iyi romanlardan biridir, eh her iki kitap da distopya olunca ister istemez iki kitabı birbirleri ile kıyasladım. 1984'te Winston Smith karakteri oldukça baskın bir karakterdi ama bu kitapta öyle bir karaktere rastlamadım. Karakterler arası geçiş çok sıktı ve hiçbir karakteri derinlemesine analiz etme fırsatı bulamadım. Bernard için kafamda tasarladığım karakter kitabın sonlarına doğru çok farklı bir şekil aldı mesela. Belki de yazarın aslında hedeflediği şey de buydu ama beni bu noktada hayal kırıklığına uğrattı. Hiçbir karakter beni tatmin etmedi, ne tam anlamıyla iyi bir karakter çizebildim kafamda ne de kötü.
Kitapta öyle bir dünya oluşturulmuş ki gerçekten eleştrilecek, nefret edilecek hatta ve hatta tiksinilecek çok fazla noktası vardı ve bu da beni yordu. Tam bir distopya olmuş aslında ama benim için dozajı biraz kaçırılmış gibiydi.
Aldous Huxley'in bu kitabı okurlarını depresyona sokmak için yazdığını düşünüyorum, siz de mesela birine uyuz oluyorsanız onu korkutacak, tiksindirecek bir şey yapmak istiyorsanız alın bu kitabı hediye edin, emin olun istediğinizi çabucak elde edersiniz ^^
Yine de.. Evet kocaman bir YİNE DE, tüm bu özelliklerine rağmen bu romanın kesinlikle okunması gereken kitapların arasında olması gerektiğini düşünüyorum. Tüm o korkunçluklarına rağmen, okunup da ibret alınası bir kitap, şahsen ben halimize şükrettim.. Şimdi böyle söyleyince, bu kitabın amacı aslında tam da bu muydu diye de düşünmüyor değilim hani, içinde bulunduğumuz dünyayı iyisiyle kötüsüyle kabullenelim diye yılllarrr öncesinden kurulmuş bir düzen mi bu yoksa, hım??? Ben 1984'ü okuduktan sonra olduğu gibi şimdi de saçma sapan manyakça fikirlerimle kafamı allak bullak etmeye devam edeyim de siz de bu arada kitabı alıp almayacağınıza karar verin umarım en yakın sürede ben de kendime gelir ve yeni bir yorum yayınlarım.
Sevgiler...
Not: Bu kitabın adını aldığı Shakespeare'in oyunundaki replikte -Brave New World- geçen brave kelimesi aslında cesur değil de görkemli anlamında kullanılmasında rağmen bu kitap Türkçe'ye neden böyle çevrilmiş anlamış değilim.
İşte bundan ötürüdür ki çeviri kitapları okumayı sevmiyorum, yine de el mahkum oluyor işte böyle bazen.
Bibliomaniacs Puan:
Uygun Fiyat Listesi:
İdefix: 12 TL
DR: 12 TL
OkuOku: 12 TL
Babil: 12 TL
KitapYurdu: 12.80 TL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder